Daegu Go Okulu – 9

5 aylık aranın ardından tekrar go okuluna gittik bugün Kew ile. Dil okulunun yoğunluğu, TOPIK (Korece yeterlik sınavı), kış falan derken go okulunun yolunu unutmuştuk adeta. Geçen Cuma dil okulunda 4. dönemin sona ermesiyle 12 günlük tatile girmiş bulunduk. Kore’ye geldiğimden beri yaşayacağım en uzun tatil demek oluyor bu da (: Tatil boyunca ve tatil sonrası başlayacak olan dil okulunun son döneminde go okuluna yeniden düzenli olarak gidelim diye gaza geldik, uygulayabilecek miyiz bakalım (:

Go okuluna giderken yol üstündeki devasa kitapçıya uğrayarak spor turnuvasından kazandığım kuponlar ile iki adet go kitabı aldım öncelikle. Biri Cho Hun-hyeon’un, invasion üzerine bir kitabı, diğeri ise Lee Chang-ho’nun middle game üzerine bir kitabı. İkisi de aynı serinin kitabı bu arada.

Okula vardığımızda ilk olarak pro’yu gördük giriş katında bilgisayar başında bir şeylerle uğraşıyordu. Üst kata çıkmamızı söyleyince, çocukların yanına çıktık biz de. Çocuklar bizi görünce baya şaşırdı tabi, pro olup olmadığını bilmediğimiz diğer hoca da çocuklarla beraber idi. Hoca hemen bizi okulda ilk defa gördüğümüz biri kız biri erkek iki çocukla eşleştirdi. Sonradan öğrendik ki; benim oynadığım çocuk tygem 7 dan, Kew’in oynadığı kız tygem 6 dan imiş. Kız daha 9 yaşındaymış bu arada (: Ben baştan sona önde götürüp kazanırken, Kew kendisinin kötü oynadığını, kızın büyük bir hata yapmasıyla kazandığını söyledi.

Biz daha soluklanamadan takım turnuvası yapalım deyip takımları kuruverdiler. 4’erli iki takıma ayrılırken, Kew ile beni aynı takıma koydular. Bana sevimli, sessiz tygem 7 dan çocuk denk geldi, 11 yaşında imiş bu da. Kew’e de yaşça biraz daha büyük olan tygem 7 dan çocuk geldi. Tüm tahtalardaki puanların toplamı alındığından oyunları komisiz oynadık. Beyaz olup 4 puan ile kazandım ben. Kew kaybetse de bizim takım ilk turu kazanmış oldu totalde.

Hemen bir tur daha oynayalım deyip rakipleri değiştirdiler. Bana en çok muhabbet ettiğimiz, en çakal çocuk denk geldi. 5 ay önce bıraktığımızda tygem 7 dan idi ama 9 dan olmuş şimdi. 9 dan’da tutunmam zor ama, tygem 8 dan gücündeyim falan dedi. 13 yaşında, ilkokul son sınıfa gidiyormuş (eğitim sistemi 6+3+3 Kore’de bu arada). Kew de benim önceki tur oynadığım çocukla eşleşti. Maçları ana süresiz, 3×20 sn. byo-yomi ile oynadık bu arada. Ben iyi başlasam da oyun ortasında dizginleri çocuğun eline verince belimi doğrultamadım bir daha, 10 küsür puanla da kaybettim. Kew 1 puanla kaybetti. İkinci turu da rakip takım kazanmış oldu böylece.

Yemek saatini beklerken yan odada masa tenisi oynamaya başladı çocuklar. Biz de onlara katılıp biraz oynadıktan sonra yemeğe çıktık. Bu yukarıda yazdığım yaş-seviye bilgilerini de çakal çocuktan aldık yemek boyunca. Çocuk bizi özlemiş olacak ki, her gün gelin bundan böyle dedi (: Her gün olmaz ama haftada birkaç gün gelmeye çalışırız dedik. Yemekten sonra da futbol oynayalım dediler, tamam dedik. Okulun yakınlarından bir polis merkezi var, onun bahçesinde polislerle oynuyoruz dediler, şaştık kaldık (: Yemekten sonra sahaya gittik ama polisler çoktan başlamıştı, başka zaman artık diyip okula döndük.

Kew ve çocukların çoğu kifu çalışmaya başladı, ben de kifu çalışan güçlü çocuklardan birini izliyordum ki hoca beni çocuklardan biriyle eşleştiriverdi hemen. Bu çocuğa karşı genelde kazanıyordum önceden ama tygem 8 dan olmuş bu da (: Yine epey iyi başladığım oyunu, çocuğun bir josekideki garip hamlesine nasıl cevap vereceğimi bilemediğimden kaybettim. Sonra o josekiyi yorumlamaya başladık, çocuk da doğrusunu bilemeyince 9 dan çocuklardan birini çağırdım ben. O da bir süre garip garip baktı, niye böyle oynadın ki dedi benim rakibe hatta (: En son rakibin hamlesinin yanlış olduğunu söyleyip nasıl cezalandırılacağını göstermeye başladı. O ara hoca da geldi olaya el attı falan. Yorumlama bitince de eve döndük. Dönüş yolunda da okula yeniden düzenli olarak gitmek üzere gaza geldik yine, yeni, yeniden.

Yorumlar

Yorumlar