Go ve Kişilik Eğitimi – Saygı

25 Kasım’daki dersimizde, dönem boyunca işleyeceğimiz 14 erdemden 11.’si olan Saygı’ya değindik. Böylece Toplumsal ana başlığını da tamamlamış olduk.

Hoca, saygının anlam ve öneminden bahsetti önce. Dersin amacına değinip, erdeme dair go ile ilişkili birkaç örnek sıraladıktan sonra, çocukların okul saati sonrası eğitimi üzerine olan kitabımızdan okuduğumuz bölümleri tartıştık. Daha sonra, hocanın go ve saygı üzerine yazmış olduğu üç hikâyeyi okuduk, üzerine tartıştık.

İlk aktivite, oyuna başlamadan önce ve oyun başladıktan sonra doğru ve uygun bir şekilde selam verme idi. Çocuklara selamlamayı öğretmenin öneminden bahsettik sonra da.

İkinci aktivite, övgü kifu’su oluşturmak idi. Birer kişi eşleşip oynadığımız aktivitede bana Kew denk geldi. 30-40 hamle kadar oynayıp, ayrı ayrı oyun kaydını tuttuktan sonra, kendi oynadığımız hamlelerden birkaçını analiz ederek, o hamleyi oynarken aklımızdan neler geçtiğini kifu’nun altına yazdık. Sonra kifu’ları değişip rakibin kendi hamlelerine olan yorumlarını okuduk. O hamleler hakkında kendi övgü/iltifat dolu yorumlarımızı ekledik ve tekrar değişip okuduk. Birbirimize yazdığımız yorumlar üzerine konuştuk son olarak da.

Üçüncü aktivite, mentor aktivitesi idi. Bir güçlü ve bir zayıf oyuncunun bir araya gelip usta-çırak ilişkisi içinde go çalıştığı bu bölümde ben Çinli pro Seo Jin ile eşleştim. Bu aktivitenin amacı da sadece zayıf oyuncunun güçlü oyuncuya saygı duyması değil, güçlü oyuncunun da zayıf oyuncuya saygı duyması gerektiğinin önemini vurgulamakmış.

Dördüncü aktivite, “hata yapsan da sorun değil” idi. Seviyeleri farklı olsa da tüm sınıfa aynı problemi sorup, öğrencilerin rahatça cevap vermeleri amaçlanıyordu bu aktivitede. Hatalı yapan bir öğrenci olursa da, oynadığı yerin kötü olmadığını ama daha iyi bir yer de olabileceğini açıklayarak doğru cevabı beraber bulmaya sevk ediyordu hoca öğrencileri. Böylece, çocuklar kendilerine olan güvenini kaybetmeden kendi görüşlerini rahatça ifade edebilir duruma geliyorlarmış.

Beşinci aktivite, birbirimize iltifat etme idi. İltifat koltuğuna oturan kişiye sınıfta diğer kişiler birer kez iltifat ediyordu. Daha sonra, iltifat koltuğunda oturan kişi koltuğa kendinden sonra oturacak kişiyi seçiyor ve tüm öğrenciler tamamlanana kadar bu şekilde devam ediyordu. Ben benden sonra oturması için hocayı seçtim, hoca başta oturmamak için direnç gösterse de ikna etmeyi başardık sonunda (: Koreli pro Kim Hye-min hoca için “küçük suratlı” diyince Michiel, Kew ve ben “o ne biçim iltifat lan?” gibisinden şaşırdık hâliyle. Meğerse Kore’de standart bir iltifat imiş “küçük suratlı” (:

Son aktivite de, meziyet ağacı oluşturmak idi. Herkes kendi meziyetlerini üçer adet birer post-it’e yazdı önce. Sonra, sırayla okuyup post-it’leri yapıştırarak meziyet ağacı oluşturduk. Başkalarına saygı duymak için öncelikle kendine saygı duymanın gerekliliğinden bahsedip dersi tamamlamış olduk böylece.

Yorumlar

Yorumlar