Keimyung Baduk Kulübü

Kew ile ikinci oyunumuzdan sonra Daniela’ya üniversitede bir baduk kulübü olup olmadığını sormuştuk. O da Myongji’den Koreli birilerine sorduğunu ve cevap beklediğini söylemişti. Daniela’nın sorduğu kişi meğer geçen sene Kore’de iken tanıştığımız, daha sonra seyahat amacıyla Türkiye’ye gelen ve İstanbul go oyuncularının buluşmalarına katılan Sungsik Kim imiş. Sungsik bana mesaj atarak Keimyung’da bir baduk kulübü olduğunu ve geçen senelerde Çarşamba günleri toplandıklarını söyledi. Hatta kulüp odasını ve kulüplerin olduğu binayı da vasat İngilizcesi ile anlatmaya çalıştı.

Biz de Kew ile geçen Çarşamba kulübe gitmeye karar verdik. Bir an önce çok daha güçlü oyuncularla tanışabilmek ve oynayabilmek istiyorduk zira. Tam da o gün, ben dil okulu panosunda bir şeylere bakarken, sonradan Hollanda’lı olduğunu öğrendiğim bir çocuk bana yaklaşıp “güzel bıyık” dedi (: Geçen seneki KGSP öğrencilerinden imiş ve Korece’de yeterli seviyeye ulaşamadığı için 6 ay uzatma almış dil okulunda. Master için hangi üniversiteye gideceğimi ve bölümümü sorduktan sonra, ben de ona kulüplerin hangi binada olduğunu, baduk kulübünden haberdar olup olmadığını sordum. Kulüpler konusunda aktif olduğunu belli ederek odanın yerine kadar anlattı bana. Birkaç gün sonra düzenlenen “Keimyung’a hoşgeldiniz partisi”nin de organizatörleri arasındaydı sanırım.

O gün dersler bittikten sonra Kew ile kulüp binasına gittik hemen. Kulübün adının Bisa Baduk Club olduğunu kulüp odasının kapısındaki tabeladan öğrendik. Bisa da Keimyung Üniversite’nin maskotu imiş. Henüz dönem başı diye içeride birilerinin olacağını pek ummasak da içeride 3 kişiyle karşılaştık. İngilizceleri baya kötü olduğu için, Kew’in Korece bilgisi ile idare ettik durumu. O sırada ikisi dışarı çıktı ve kalan çocuk oynayalım mı dedi. Kew ses etmeyince ben oturdum tahta başına. Kew benim tygem’de 5 dan seviyesinde olduğumu söyleyince çocuk şaşırdı, kendisi 10 kyu imiş meğer. Neye niyet, neye kısmet diyerek 5 handikaplı oyuna başladık (: Biz oyuna devam ederken içeri bir çocuk daha geldi, o tygem’de 3-4 dan imiş, Kew ile handikapsız oynamaya başladılar. İkimiz de rahatça kazandıktan sonra, Kew benim bir de güçlü olanla oynamamı önerdi.

5 handikaplı oyun

5 handikaplı oyun

2 handikaplı oyun

2 handikaplı oyun

Benim beyazları alıp reverse komi vermemi ya da 2 handikapla oynamamızı söyledi. Handikaplı oyunları çok tercih etmesem de 2 handikapla başladık oyuna. İlkine oranla çok daha zorlu geçen oyunu 4,5 puanla kazandım. Oyunu yorumlarken de ben Kew’e İngilizce anlatırken, Kew de çocuğa Korece aktarmaya çalıştı söylediklerimi. Kulüpte daha güçlü oyuncular olup olmadığını sorduk sonra da. En güçlülerden biri bu çocukmuş ama muhtemelen üniversitede daha güçlü oyuncuların olduğunu, belki bu sene kulübe katılabileceklerini belirtti.

Kütüphane

Kulüp kütüphanesi

Güçlü olan çocuk neredeyse her gün kulübe geldiğini, zaten kapının kilitli olmadığını, içeride kimse olmasa da gelip oynayabileceğimizi söyledi. Kulüp kütüphanesinde çok sayıda go materyali bulunuyor bu arada, hepsi Korece olsa da. Ayrıca, tarihini tam hatırlamasam da, Eylül sonunda çevre şehirlerden üniversitelerin de katılacağı bir üniversiteler arası baduk turnuvası gerçeleşecekmiş. Kew ile o turnuvaya katılmak istiyoruz biz de.

Yorumlar

Yorumlar