Daegu Go Okulu – 8

Uzun bir aradan sonra Kew ile yeniden go okuluna gittik. Bir ay falan olmuştu herhalde son gittiğimizden bu yana. İlk sömestr’ın bitişi, seviye atlama sınavı, okul gezisi falan derken epey aksattık go okulunu. Havaların iyice soğumasıyla teras katında bulunan sınıfı da alt kattaki go salonunda bulunan odalardan birine taşımışlar. Sınıfın ortasında bizim eski tarz sobalardan görünce küçük çaplı bir nostalji de yaşamış oldum hatta (: İlerleyen saatlerde bu sobada pişirdikleri tatlı patateslerden ikram etti salondaki amcalar bize. Tatlı patates Türkiye’de pek bulunmuyor sanırım ama Kore’de baya popüler bir bitki. Sodyum, A vitamini ve beta karoten açısından oldukça zengin imiş ayrıca.

Biz pro ile muhabbet ederken, çocuklardan biri heyecanla bizim fotoğrafımızı gördüğünü söyledi. Nerede gördün falan derken, tygem’in websitesinde gördüğünü belirtti. Önceki haftasonu Bertan ile beraber katıldığımız turnuvanın haberinde bizim fotoğraflarımızı da paylaşmışlar meğer. Bertan yakında o turnuva hakkındaki yazıyı da bitirip paylaşır zaten.

Daha sonra pro bizi birer çocukla eşleştirdi her zamanki gibi. Bana tygem 5 dan olan çocuk denk geldi, okuldaki en zayıf çocuk sanıyorum. Başından sonuna kadar rahat geçen oyunu 30 küsür puanla kazandım. Oyun bittikten sonra pro’nun başına toplandık hepimiz. Geçtiğimiz hafta pro olabilmek için eleme turnuvası varmış, okuldaki tüm çocuklar da katılmış. Maalesef hepsi elenmiş. Pro da tygem 9 dan çocuklardan birinin oyununu yorumlamaya başladı. Oyun yorumları normalde yarım saat civarında sürüyor ama bu sefer abartısız iki saat sürdü. Türlü türlü varyasyonları enine boyuna inceledik. Biz sadece izliyorduk tabi, pro ve güçlü çocuklar yorumluyordu daha ziyade.

Oyun yorumundan sonra yemek öncesi biraz zaman kalınca, çocuklar yine bir tablet çıkarıp Kew ile reversi oynamaya başladılar. Kew’e yenildikçe hırs yaptılar ama Kew hepsini tokatladı sırayla (: Çocuklar her boşlukta farklı bir strateji oyunu oynuyorlar, oyun oynama şevklerine hayranım.

reversi

Kew çocuklarla reversi oynarken

Çocuklarla yemeğe gittik daha sonra. Yemekleri beklerken bir tanesi yine tableti çıkarıp benle dama gibi bir oyun oynamak istedi. Önce kuralları anlatmaya çalıştı örneklerle. Başta damaya benzediğini düşünsem de epey farklıymış, taşlar geriye falan da hareket edebiliyor. Kuralları halledene kadar yemekler gelince bıraktık tabi oyunu. Oyunun adını da öğrenemedim bu arada.

Yemekten sonra tekrar okula döndük. Kew ile aylardır oynamadığımızı fark edince hadi oynayalım dedik. Oyun ortasında çok önde olsam da sonrasında bir grubum ölünce Kew’in de ölü bir grubu hayata dönmüş oldu. Oyunu da 5,5 puanla kaybettim.

Yorumlar

Yorumlar