Geoje Adası Gezisi

Geçen hafta olduğumuz kur atlama sınavı ile dil okulunda ilk sömestr sona erdi. Dil okulunda 4 sömestr (1. ve 2. kurdan başlayanlar için zorunlu olan kış okulunu da sayarsak 5) bulunuyor. İkinci sömestr öncesi 6 günlük tatilimiz vard. Tatilin iki gününü, tüm masrafların NIIED (KGSP bursunu veren kurum) tarafından karşılandığı Geoje adası gezisinde geçirdik.

Pazartesi erken saatlerde 80 kadar öğrenci, dil okulunda birkaç hoca ve birkaç idari personel ile yola koyulduk. 2-3 saatlik yolculuk sonrası adaya ulaştık. İlk ziyaretimiz Sinseondae Cliff adlı muhteşem manzaralı kayalıklar oldu. Kayalıklarda epey zaman geçirip bolca fotoğraf çekildikten sonra yola devam ettik.

01_07b

Bir sonraki durağımız güzel taşlarla dolu Hakdong Mongdol Beach isimli sahil oldu. Kimileri ilginç taşlar toplarken, biz kendimizi başta taş sektirme olmak üzere, en uzağa taş fırlatma, taşlara gelişine vole vurma, arkadaşın kafasının üzerine maksimum sayıda taş yerleştirme gibi türlü türlü taş oyunlarına verdik. İlk gün gezdiğimiz yerler arasında en çok vakti de burada geçirdik zaten.

02_02a

03_01Otele gitmeden önce akşam yemeği için mola verdik. Öğle yemeğinde olduğu gibi akşam yemeği de açık büfe idi. Vasat yurt yemeklerinden sonra açık büfedeki leziz yemekleri görünce herkesin gözü döndü haliyle. Otelde sadece bir öğün (kahvaltı) yedik bu arada, diğer tüm öğünleri dışarıda açık büfe olarak yedik.

04_00bYemek sonrası otele doğru yola koyulduk tekrar. Otele vardığımızda herkesin ağzı açık kaldı. Daha önce NIIED’in yeterli bütçesi olmadığı için Kore’nin en turistik adası olan Jeju adası yerine Geoje adasına gideceğimiz söylenmişti. Hâl böyle olunca biz de orta kalite bir otel falan bekliyorduk konaklamak için. Sonradan öğrendik ki otelde ikişer kişi kaldığımız odaların geceliği 560 dolar imiş. Otelde kısa bir seminer sonrası odalara geçtik. Sonrasında da bir odada toplanıp bir güzel demlendik geç saatlere kadar.

Sabahın köründe geceden kalma bir şekilde uykulu uykulu kahvaltımızı yaptıktan sonra otobüslere doluşup bir sonraki durağımız olan Mireuk Dağı’na doğru yola çıktık. Mireuk Dağı’nın özelliği, Kore’de teleferik ile zirvesine çıkılabilen tek dağ olması imiş. Yaklaşık 2km uzunluğundaki teleferik yolu da Kore’deki en uzun teleferik yolu imiş ayrıca. Zirvede bulunan birkaç güzergâhı katedip (yer yer tırmanıp), bol bol fotoğraf çekildikten sonra teleferiklerle geri döndük. Bu arada otelden yol parasına, yemeklerden teleferik ücretine kadar hiçbir şey için tek kuruş çıkmadı cebimizden.

05_10

06_01Gezideki son durağımız turistik bir sahil şehri olan Tongyeong oldu. İlk olarak limanda turlayıp, içleri müze tadında olan tekneleri dolaştık. Sahil kenarında oturan yaşlı amcalar go ve çin satrancı oynuyordu bu arada. Kore’de gördüğümüz tüm kıyı şehir ve kasabalarında olduğu gibi burada da tüm sokaklar deniz ürünleri satan dükkanlar ve restoranlarla doluydu.

07_18bDaha sonra, limanın az ilerisinde bulunan Dongpirang Köyü’ne gittik. Bu küçük köyün, daracık sokaklarında yürürken karşılaştığımız binaların neredeyse tamamının duvarları muazzam çizimlerle bezeliydi. Yandaki uzun eşek çizimine tav olsam da aşağıdaki efsane çizim açık ara favorim oldu. Sonradan öğrendim ki, bu eski köy yıkılmak üzereyken birkaç amatör ressam evlerin duvarlarını çizimleriyle süslemeye başlamış. Kısa sürede durumun duyulması ve daha çok sanatçının gelip yardım etmesiyle köy turistik bir yer haline gelmiş ve böylece yıkım kararından vazgeçilmiş.

07_15

Yorumlar

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

fourteen − twelve =