KPMC’nin olduğu hafta Pazar günü Baduk Star etkinliğine katıldığımızda Daniela ile karşılaşmıştık ve laf arasında bize bir sonraki hafta için “TempleStay” (ben tapınak kalması diyorum) etkinliği olacağını haber vermişti. Hüsrev ile birlikte zaten daha Kore’ye gelmeden önce buradaki tapınak kalmaları ve tapınak hayatını biraz araştırmıştık ve açıkçası merak da ediyorduk. Üstüne bir de bu etkinliği Baduk TV ve KBA’nın düzenliyor olması ve sadece tapınak kalması değil aynı zamanda go turnuvası da olması bizi fazlasıyla gaza getirmişti!
Ertesi hafta Cuma günü hep birlikte Hongdae’de bir mekanda buluştuk ki zaten Özgür, Hongdae civarında bir hostelde kalıyordu ve biz de o gece orada kalacaktık. Ben dersim olduğu için biraz geç katılabildim. Ben gittiğimde Hüsrev, Ani, Kew, Özgür ve Özgür’ün hostelden arkadaşları çoktan kaynaşmış, oturmuş muhabbet ediyorlardı. 
Kore’de içmeceli oyunlar pek meşhur. Ben gittiğimde kısa bir tanışma muhabbetinden sonra hemen kaynadım oyunlara. İçmeceli oyunlar(bunun üzerine ayrı biraz yazı yazabiliriz belki de) bizim pek alışık olduğumuz bir şey değil fakat özellikle masada ilk defa tanıştığınız insanlar varsa, eğlenceli ve kaynaştırıcı olabiliyor. Zira tanıştıktan kısa bir süre sonra, herkesin kendi ülkesindeki küfürleri diğerlerine öğretmesi (evet facebook’ta paylaştığım ve buraya koymanın pek uygun kaçmayacağı malum video) ya da masadaki tüm erkeklerin gangnam style dansı yapması(bunun da bir yerlerde videosu olmalı ama ben daha göremedim), insanlarla ilk tanıştığınız gece olması pek muhtemel şeyler değil :)
Saat bire doğru yaklaşırken bir kaç kişi yorulduğunu ve hostele gidip uyumak istediğini söyledi. Biz(Özgür, Hüsrev ve ben), her ne kadar bir sonraki gün erken uyanmak zorunda olsak da, biraz daha devam etmek istedik. Ani ve Min-Hyoag de bize eşlik etmeye karar verdiler. Hep birlikte Hongdae Playground ya da Hongik Children’s Park olarak bilinen parka gittik. Gündüzleri çocuk parkı olarak kullanılıyor mu bilmiyorum ama akşam ve gece vakitleri daha çok, bir kısmında koreli hiphopçuların şarkı söylediği, diğer taraflarında ise onlarca insanın(daha çok turist) dışarda içtiği, kimilerinin gelip tezgah açtıp bir şeyler sattığı bir park.
Parkın hemen yakınındaki marketten bira ve soju aldıktan sonra banklardan birine oturup muhabbet etmeye devam ettik. Biraz zaman geçince biz “ulan yarın da erken uyanacaz yavaştan gitsek mi” falan diye düşünmeye başladık tabii. Biraz ilerimizde koreli hiphopçular, hemen yanımızda gitar çalıp şarkı söyleyen iki genç, sarhoş olup bankalarda sızanlar, o saatte daha muhabbete yeni başlayanlar, o kadar yabancının arasında kendini turist gibi hisseden koreliler, tesadüfen taınıştığımız insanlar vs. derken bir anda parkın tam ortasında bir hareketlenme oldu. Birileri toplanmaya başlarken, birisi amfi getirdi ortaya koydu.Bir baktık ki dakikalar içinde Pharrel Williams’tan Happy çalmaya başladı. Koreli bir amca bir taraftan şarkı söylerken diğer taraftan dans etmeye başladı. Etraftaki insanlar da bir anda ayak uydurunca flashmob’dan hallice bir etkinliğin içinde bulduk kendimizi.
Videoda olan iki şarkıdan sonra daha “kilise müziği” tadında bir şeyler çalmaya başlayınca, ilk anda flashmob vari bir etkinlik olabileceğini düşündüğüm şeyin aslında bir kiliseye bağış etkinliği olduğunu düşünmeye başladım. Zaten hemen iki şarkının sonrasında da yavaştan hostele doğru yol almaya başladık.
Hüsrevler daha önceden hostele kayıt yaptırıp parasını vermişlerdi fakat ben onlara geç katılabildiğim için hostele uğrayıp, kayıt yaptırma şansım olmamıştı. Daha sonradan Özgür de hostelde bir kişilik boş yer var sorun olmaz diyince koyvermiştim. Saat 04.00 gibi geceyi bitirip hostele gittiğimizde ise kayıt yaptırmak için çok geçti. Yaklaşık 3-4 saat sonra uyanıp çıkmamız gerektiğini düşününce kimseye ses etmeden, kayıt da yaptırmadan boş olan tek yatağa kıvrılıverdim.
Geri İzleme: Yongjusa Tapınağı ve Eşli Go Turnuvası [Tapınak Kalması - 2]